İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - taks

Sayfa: [1] 2
1
Genital Siğil Tedavisi / Aldara krem yen etki
« : Temmuz 11, 2013, 08:27:43 ÖS »
Aldara krem tedavisi yan etkisi var mıdır: Aldara, En sık görülen yan etki kremin uygulandığı alanda kızarıklık, yanma ve kaşıntı. Hastaların yüzde 67 sinde kızarıklık görülürken, yüzde 32'sinde kaşıntı, yüzde 26'sında ise yanma ortaya çıkmıştır.
 Bunların yanı sıra aldara krem uygulanan bölgede şişlik, kabuklanma, sertleşme ve hatta yara ortaya çıkabilir.
 Krem ile  aldara tedavi sonrası 3 aylık dönemde siğillerin tekrarlama oranı yüzde 11 civarındadır.
Ancak tekrarlaması durumunda yeniden krem kullanımı ile ilgili araştırma olmadığından, böyle bir durumda yeniden kullanılması önerilmez
 Bu genital in en zor tedavi edilenlerden bir tanesi de vajinanın içinde yaygın şekilde olanlardır.
 Bununla ilgili tedavide ama çok zordur ve uzun sürmektedir.
Bazı kemoterapi kremleri kullanılabilir fakat bunlar da çok ciddi bir şekilde vajinada yanma ve şiddetli ağrı yapmaktadır. Siğil kreminin vajina içinde kullanılması henüz onaylanmamış olmakla birlikte yeni çalışmalarda kremin vajinada da kullanılması durumunda etkin bir tedavi olduğu gösterilmiştir ve bu da tıptaki değişik ve başarılı bir uygulamadır.

2
Genital Siğil Tedavisi / Aldara krem
« : Temmuz 11, 2013, 08:25:19 ÖS »
Rahim ağzı siğilleri krem ile nasıl tedavi edilir, Aldara krem tedavisi ; Hastaların kendisi tarafından belirliaralıklarla uygulanan bu krem bağışıklık sistemi düzenleyiciler olarak adlandırılan bir ilaç sınıfına dahildir.
Ancak bu kremin insanlarda dış cinsel genital bölgede görülen siğillerin ortadan kaldırılmasında gösterdiği etkinin mekanizması tam olarak bilinmiyor.
Aldara İlacın bağışıklık sisteminde bazı maddelerin üretimini arttırarak virüslerin neden olduğu lezyonları gerilettiği düşünülüyor. Genital Siğillerin hepsi kayboluncaya kadar ya da en fazla 16 hafta uygulanan bu tedavi sonucu genital siğil olan kadınların yüzde 72'sinde tedavi sağlanıyor.
Erkekler ile kıyaslandığında ilacın etkinliği kadınlarda daha fazla olabilmekte.
Eski ve  Uzun süredir var olan ve büyük olan siğillerin varlığında tedavinin başarısı düşüyor

3
Rahim ağzı siğilleri nasıl tedavi edilir; Cinsel yolla bulaşan hastalıkların tedavisi nde temel amaç enfeksiyon un ve neden olan mikrobik ajanın ortadan kaldırılması  şikayete neden olan bulgu ların giderilmesi uzun dönem etkileri nin engellenmesi ve bulaşmanın durdurulmasıdır.
HPV söz konusu olduğunda bu amaçların tümüne birden ulaşabilmek olanaksızdır.

Çünkü bir kez vücuda giren HPV virüsü büyük olasılıkla ömür boyu o insanla birlikte kalır.

HPV ve genital siğil tedavisinde birçok değişik yöntem ve şekil  denenmiştir. Günümüzde en çok uygulanan yöntem cinsel siğillerin yakılması, dondurulması ya da cerrahi olarak çıkartılmasıdır. Ancak bu yöntemler hem kısmen  ve bazen ağrılı hem de tekrarlama oranı yüksektir.
 Hastalığın bu tekrarlayıcı özelliği kişide ciddi psikolojik sorunlara neden olabilir.

4
Kadında HPV / Rahim ağzı siğilleri nasıl bulaşır
« : Temmuz 11, 2013, 08:20:38 ÖS »
Rahim ağzı siğilleri nasıl bulaşır; Rahim ağzı siğilleri cinsel ilişki ile bulaşır.
 Hem kadınlarda ve hemde erkeklerde görülür.
Cinsel ilişki sırasında oluşan küçük sıyrıklar virüslerin bu tabakaların içine girmesine olanak sağlar.
Bulaşan hpv  virüs uzun süre sessiz kalabileceği gibi çok kısa bir süre içinde de bulgu verebilir.

5
Kadında HPV / Siğiller kansere sebep olur mu
« : Temmuz 11, 2013, 08:19:17 ÖS »
Genital HPV ler, uzun dönemde kansere dönüşme potansiyeli taşıyan hastalıklara yol açma riskleri açısından üçgruba ayrılırlar.
 Düşük riskli grup olarak HPV tip 6 ve 11'dir.
 Genital siğillerin kondilomların hemen hepsinden bu iki tür sorumludur.
HPV Tip 16 ve 18 ise yüksek riskli gruba örnektir ve rahim ağzı kanseri hastalarının neredeyse tamamına yakınında bulunurlar.
smear'da ortaya çıkan değişimlerin altında yatan, genelde yüksek ve orta riskli HPV türleridir.

6
Kadında HPV / genital siğil virüsü hakkında
« : Temmuz 11, 2013, 08:17:35 ÖS »
Siğil virüsü olarak da adlandırılan HPV nin rahim ağzı kanserlerinin görülme sıklığını artırdığı biliniyor.
 HPV kadın ile erkekte değişik şekillerde enfeksiyona neden olabilir.
Genellikle cinsel yolla bulaşır. 120'e yakın tipi vardır.
Bunların tiplerin  bazıları sadece üreme sisteminde enfeksiyona neden olurlar ki bunlara genital HPV adı verilir.

7
HPV Tedavisi / İdeal hpv tedavisi
« : Temmuz 11, 2013, 08:12:48 ÖS »
İdeal hpv tedavisi, hpv için  tedavi siğillerin dondurulması ya da yakılmasıdır.
Aşırıbfazla olan ya da kanayan veya renk değişikliği olan siğillerin cerrahi olarak çıkartılıp tanı için  patoloji bölümünde kanser açısından değerlendirilmesi gereklidir.
Çok ufak boyutta olan siğiller ise bazı merhem ya da kimyasal sıvı ilaçlar ile tedavi edilebilir. Ancak ilaçların hatalı kullanılması sonucunda cinsel,genital bölgede şiddetli yanıklar oluşabilir. Diğer yandan tüm tedavilere rağmen siğiller zaman içinde başka alanlarda tekrarlayabilir.

 Siğiller ve hpv  için ideal tedavi aslında korunmasız ilişkilerden kaçınılması ve mutlaka prezervatif kullanılmasıvdır.

8
HPV ve Yardım / Vücutta çıkan siğiller
« : Temmuz 11, 2013, 08:10:07 ÖS »
Bazı kişiler siğillere dahamı yatkın;Genetik olarak bazı kişi lerin bağışıklık sistemi siğillere daha yatkın dır. Kanser hastaları gibi bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullanan larda, atopik ekzemal ı çocuklarda daha yaygın olabilir ler.
 Genital siğillerin bulaşıcılığı daha yüksektir.

Kaç çeşit siğil vardır;En sık görülen tip ellerde, kollarda yerleşen kabarık, sert çıkıntılar halinde dir. Üzerlerinde kırmızı-siyah noktacık lar olabilir.
Ayak tabanındaki siğiller üzerine bastıkça deriye gömülür ve  batma hissi ve ağrı yapar, nasırlarla çok karışırlar.
Bazı siğiller yüz bölgesinde çok sayıda yassı  ince veküçük kabartılar halindedir.
Cinsel ilişkiyle bulaşan, genital cinsel organlar ve çevresinde gelişen kondilom genital siğiller ise kadınlarda serviks kanseri riskini arttırır, smear testleriyle bu tür hastaların yakın takibi gerekir.

Siğiller tedavi edilmeli midir, siğil tedavisi gerekir mi;Çocuklarda siğiller kendiliğinden birkaç ay veya yılda geri leyebilir. Erişkinlerdeki ler çocuklardaki gibi çabukiyileşmez, yıllarca sürebilirler. Kendiliğinden kaybolmanın kimlerde oluşacağı bilinemez ve diğerkişi ve bölgelere yayılımı önlemek için tedavi gerekir.
Özellikle genital siğiller tedaviye bile direnip tekrarlaya bilirler ve uzun süre tedavi edilmeden kalırlarsa bulundukları bölgede kanserleşme riski taşırlar. Bu yüzden mutlaka ve mutlak tedavi edilmelidirler.

Siğil tedavisi nasıl yapılır; siğil tedavi çeşitleri; Siğil üzerine sürülen ilaçlar sabırla ve düzenli kullanıldığında yararlı olabilir. Elektrokoterle yakma ve dondurma krioterapi yöntemleri genellikle başarılıdır.
lazer tedavisi yeni ve birkaç dakikalık seanslar şeklinde uygulanan kolay bir yöntemdir.
Lazerden hemen sonra tedavi bölgesi hafif renk değiştirir ve az miktarda şişebilir.
 Bir kaç gün içinde deri normale döner. Basit siğiller için 1-2 tedavi genellikle yeterlidir.

Siğil dua ile tedavi edilebilir mi;Telkin yöntemlerinin  eğer kişi inanıyorsa bağışıklık sistemini harekete geçirdiği düşünülmekte dir. Bazı siğiller kendiliğinden de geçebildiği için faydasını ayırtmek zordur.

Kurbağa ellemek siğile neden olur mu;Halka arasından böyle bir inanış olmakla birlikte bilimsel birkanıt yoktur.

Siğil neden tekrarlar;Tedavide doğrudan virüsleri öldürme olanağı olmadığı için var olan siğil ler yok edilse bile tekrarlama lar olabilir. Hastanın bağışıklık sistemi tekrarlamada etkilidir.
Kondilomlar Genital siğiller de tedaviye daha dirençli olabilirler.

9
Serviks kanseri kadınlarda meme kanseri nden sonra ikinci sıklıktagörülen kanser türüdür.
 Uzun zamandan beri başarılı bir şekilde uygulanmak ta olan sitoloji taraması çalışmaları ile çok sayıda ülkede serviks kanseri morbidite -mortalitesinde dikkat çeken azalmalar sağlanmıştır.
Tarama çalışmalarının yaygın olarak uygulandığı gelişmiş ülkelerde başarı daha belirgin dir.
Gelişmekte olan ülkelerde tarama çalışmaları sistematik ve yaygın şekilde yapılamamak ta, bunun sonucu olarak da bu ülkelerde serviks kanseri hala çok sayıda ölümlere yol açmakta dır.
Günümüzde serviks kanseri nedeni ile olan ölümlerin %90   kadarı gelişmekte olan ülkelerde meydana gelmektedir.

Avrupa da doğu Avrupa ülkeleri ile Balkan ülkelerin de serviks kanseri insidan sı yüksektir. Bu ülkelerde yıllık insidans yüzbinde 24-40 arasındadır. Buna karşılık batı ve kuzey Avrupa ülkeleri nde yıllık insidans yüzbinde 16 ve daha altında.
 Dünyada ise Afrika ülkeleri ve Hindistan ile orta ve güney Amerika ülkeleri hastalığın sık görüldüğü bölgeler olarak bilinmekte dir. Bu ülkelerin bazılarında yıllık serviks kanseri insidans hızı yüzbinde 90 hatta daha üzerindedir.

 

10

Serviks kanseri nin, human papilloma virus  HPV) un onkojenik türleri tarafından meydana getirildiği bilinmektedir. HPV enfeksiyonu cinsel yolla bulaşan bir hastalık tır ve üreme organlarının en sık görülen viral enfeksiyonu dur.
Serviks kanseri vakaları nın pratik olarak %99 u HPV enfeksiyonu ile ilişkilidir. ,
Virusun erkekte ve kadında kanser oluşumuna-  penis, vulva, vajina iç yüzü, serviks, anüs, rektum- yol açan 40 türü vardır ve bunlar arasında 16 ve 18 numaralı genotipleri serviks, vulva, vajina ve penis derisi kanserleri yönünden en fazla potansiyeli olan türler idir. Ayrıca düşük riskli türler olan HPV 6 ve HPV 11 genotipleri de düşük dereceli servikal displazi lerin önemli bir bölümünün ve genital siyil lerin  % 90 kadarının nedeni olarak bilinmektedir. HPV enfeksiyonu en fazla 16 ile 20 yaşlar arasında görülür. Enfeksiyon çoğunlukla kendiliğinden iyileşir, ancak bazan tam olarak iyileşmez ve servikste prekanseröz lezyonlar ın oluşumuna yol açabilir.
 Bu durum uygun şekilde tedavi edilmezse 20-30 yıllık bir süre içinde serviks kanseri ne dönüşür. İnatçı  enfeksiyon döneminde prekanseröz lezyonların saptanması serviks kanserinden korunma bakımından çok önemlidir ve uzun yıllar boyunca en temel koruyucu yaklaşım olarak uygulanmıştır. HPV bulaştırıcılığı yüksek olan bir virustur. Enfeksiyon sıklığı cinsel yaşamın başlamasını izleyen yıllarda hızla artar.
HPV enfeksiyonundan sonra serviks kanseri gelişmesibakımından immün süpresyon, multiparite,  genç yaşta doğumyapma, sigara kullanımı, uzun süreli hormonalkontraseptif kullanımı ile cinsel yolla bulaşan diğer bazı hastalıkların chlamidia trachomatis ve herpesvirus simplex2 enfeksiyonu olması etkili olmaktadır.

serviks kanserinde de erken tanının yaşam süresi ile yakın ilişkisi vardır.
 Preinvazif olgularda 5 yıllık yaşam yüzdesi 100 olurken bu değer erken lokalize tümörlerde % 92, lokal yayılım durumunda % 49, uzak metastaz durumunda ise % 15 dolayındadır.

 

11
Genital Siğil Tedavisi / HPV Aşısı Yapılmalı Mı
« : Temmuz 06, 2013, 02:33:49 ÖS »
Hastalıklar dan korunma konusun da birincil korunma yaklaşımları daha başarılıdır ve daha doğru olan yaklaşımdır. Birincil korunma çalışmaları arasında aşı ile korunulabilen hastalık lar en çok bilinen örneklerdir. Bu açıdan değerlendirildiğin de HPV aşısının geliştirilmiş olması çok önemlidir.
Uygulama ve maliyet konusunda bugün için tartışılan güçlüklerin aşılması durumun da HPV aşısının yaygın olarak kullanıma girmesi beklenir.
Ancak, aşının çocuk yaştaki kişilere uygulanacağı ve bu kişileri gelecekte serviks kanseri ne karşı koruyacağı, bugün yetişkin yaşta olup serviks kanseri bakımından risk altında olan kadın lara yönelik herhangi korunma sağlamayacağı unutulmamalı dır.
Bu nedenle çocuklara yönelik olan aşı uygulamalarının yanında, bugün yetişkin yaşta olan kişilerin korunması bakımın dan en geçerli yaklaşımın sitotojik tarama yöntemi olduğu ve tarama çalışmaları nın yaygınlaştırılması gereği üzerinde durulmalıdır.

12
HPV ve Yardım / HPV Kanser ve Rahim Ağzı Kanseri Aşısı
« : Temmuz 06, 2013, 02:32:00 ÖS »
HPV aşı sı serviks kanserinin önlenmesi bakımından yeni bir açılım getirmiş olmakla birlikte aşı konusunda bazı noktaların irdelenmesi gerekli dir.
 Aşının maliyeti: HPV aşısı diğer koruyucu aşılarla karşılaştırıldığın da pahalıdır. Bir dozun fiyatı 100 doların üzerindedir. Uygulamanın 3 doz olarak yapılması gerek tiği dikkate alındığın da HPV aşısının bütün toplumlarda yaygın olarak kullanıma girmesi olasılığı yüksek görülmemekte dir. Bu durumda aşıya ulaşabilirlik ve aşının kullanımı bakımın dan  eşitlik-hakçalık  konusu tartışmaya açık olmaktadır.
Aşının koruyuculuk düzeyi: Aşı, HPV türleri nden serviks kanseri meydana getirme riski olan genotipleri nden hazırlanmış tır. Bu yüzden bütün HPV enfeksiyonları ndan korunma sağlaması beklenemez. Çalışma lar aşının HPV enfeksiyonlar ının % 65-76'sından korunma sağladığı nı ortaya koymaktadır. Çapraz reaksiyon lar da dikkate alındığında koruyuculuğun %  85 düzeyine kadar çıkabildiği de ifade edilmekte dir. Bu durumda aşının, HPV enfeksiyonları nın %  15-30 'luk bir bölümü için koruma sağlamadığı düşünülebilir.
Aşının koruyuculuk süresi: Aşı nın koruyuculuk süresi henüz net olarak ifade edilmemek le birlikte en az 5 yıl süre ile koruma sağladığı bilinmekte dir. Bu konuda kuzey Avrupa ülkelerinde geniş çaplı çalışmalar sürdürülmekte dir. Bugüne kadar yapılan izleme çalışmalarının sonuçları na göre bivalan aşı ile aşılananlar da 54 ay sonunda, kuadrivalan aşı ile aşılananlar da da 60 ay sonunda yeterli immün cevabın sürmekte olduğu saptanmış tır.
Aşının uygulanacağı hedef kitle: HPV aşısının lisansı 9-26 yaşlar arasındaki genç kızlara ve kadınlara yapılmak üzere alınmıştır. Çalışmalar sero konversiyo nun bütün yaş gruplarında üst düzeyde olduğunu göstermekte dir. Bununla birlikte küçük yaşlarda, 15 yaşın üzerindeki kişilere göre daha fazla immün cevap alınmaktadır. Bu açıdan, ülkelerin hedef kitle olarak farklı yaş gruplarını belirleyebileceği düşünülmekte dir. Öte yandan HPV enfeksiyonu erkeklerde de görüldüğünden, aşının yalnızca kız çocuklara yapılmasının yeterli olup olmayacağı, aynı yaş grubundaki erkeklerin de aşılanmasının gerekliliği   tartışma konusudur.
 Aşının uygulanma kolaylığı: HPV enfeksiyo nu cinsel yolla bulaştığı için aşının cinsel yaşamın başlamasın dan önceki dönemde, yani ergenlik öncesi dönemde uygulanma sı gerekmekte dir. Bu yüzden HPV aşısının yapılabilmesi özel bir aşılama yaklaşımı na gereksinim göstermekte dir. Aşı uygulaması bebeklik aşıları ile veya okul aşıları içinde yapılıyor olsa uygulanma sı daha kolay olabilirdi.
 Aşının toplum tarafın dan kabul edilmesi: HPV aşısının hedef grubu çocuklar dır. Bu nedenle aşının annebabalar tarafından benimsenmesi ve çocuları na yaptırmaları gerekmekte dir. Öte yandan HPV enfeksiyonu olasılığının birden fazla cinsel partner olması ile ilişkisi de bilinmekte dir. Bu durum ailelerin kız çocuklarını aşılatmaları konusunda çekiniklik yaratabilir.

 

(g)   Aşının sitolojik tarama çalışmalarını zayıflatma olasılığı: HPV aşısı genç kızlara uygulanacaktır. Oysa yetişkin yaşlarda serviks kanseri bakımından rsik altında olan çok sayıda kadın vardır. Kanserden koruyan bir aşı düşüncesinin topluma mal olması, bugün risk altında olan kadınların tarama çalışmalarına katılımı bakımından olumsuz etki yapabilir. Özellikle, önceden HPV enfeksiyonunu almış olan kadınlarda aşının herhangi koruyucu etkisi olmadığı dikkate alındığında, risk altındaki kadınlar için tek korunma yöntemi olan sitolojik tarama çalışmalarının aksatılmadan sürdürülmesi çok önemlidir.

13
HPV Testleri / Micro array Chip Testi, HPV Tipleme Testi
« : Temmuz 06, 2013, 02:25:24 ÖS »
Hpv Virüsü ve HPV hastalığı kadınların korkulu rüyası olan rahim ağzı kanserinin oluşmasında en önemli etkenlerden biridir. Normal  pap smear testleriyle ancak yüzde 50 si yakalanabilen HPV virüsü için yeni bir tarama ve hpv  tip tayini testi geliştirildi. Micro array Chip  sayesinde rahim ağzına yerleşen, cinsleri gözle görülmeyen ve herhangi bir belirti vermediği gibi kansere yol açan HPV'nin alt gurubu tiplerini yakalamak artık mümkün olamaktadır.
Bilinen 120 den fazla çeşidi olan HPVвЂ?nin sadece 18 tanesinin kanserojen nitelik taşımaktadır.
Bunların başında da tip 16, tip 18 ve tip 31 gelmektedir. Rahim ağzına yerleşen cinsleri gözle görülemiyor ve herhangi bir belirti vermiyor. Bu nedenle kesin sonuç veren testlerin yaptırılması büyük önem taşımaktadır. Bazı genital hpv cinsleri ise siğillerle kendini gösterebiliyor. .Bu siğiller genellikle virüs vücuda girdikten ortalama  3–6 ay sonra ortaya çıkmaktadırlar. Bu dönemden önce klinik muayene sırasında başka bir belirti vermeyebilmektedirler

HPV pozitif vakalarda ve genel jinekolojik kontrollerde alınan örneklerin şüpheli görünmesi durumunda HPV tip tayini yapılması böylece kanserojen olup olmadığının anlaşılması önemlidir, micro array chip”ler sayesinde hem analiz süresi kısalmakta  hem de yanılma payı azalmaktadır.

14
Cinsel yolla ciltten cilde ve mukozaların temasıyla bulaşan HPV tiplerinin en sık görülen ve kanser oluşmasına sebep olan çeşitlerini  HPV tipleme ile tayin edilmektedir

Aşağıda  HPV tiplerinin ve risk derecesi tablosu ;

Yüksek    16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59, 68, 73, 83
Hafif yüksek    26, 53, 66
Belirsiz    62, 71, 83, 84, 85, 89
Düşük   6, 11, 40, 42, 43, 44, 54, 61, 70, 72, 81


15
ASCUS, CIN1, CIN2, CIN3, LSIL, HSIL / CİN1, CİN2 CİN3 Nedir
« : Haziran 04, 2013, 03:03:06 ÖS »
CİN 1, CİN 2 CİN 3 Nedir
CIN= Cervical Intraepithelial Neoplasia anlamına gelir.Rahim ağzı kanseri ve bu dokudan gelişen kanser öncüsü lezyonlar vajina iç yüzeyini döşeyen dokuyla, rahim ağzının iç yüzeyini döşeyen dokunun kesiştiği transformasyon zonu adı verilen bölgede başlar.
Rahim ağzının iç yüzeyini döşeyen epitel hücreleri salgı yapıcı özellikler taşırlarken, vajinanın iç yüzey hücreleri bu dokuyu çeşitli dış etkenlere karşı korumakla görevli yassı epitel ,skuamöz  yapıda hücrelerdir. Buraya değişim bölgesi adı verilmesinin nedeni bu bölgede birbirinden farklı bu iki hücre türünün yakın komşulukta olması ve değişik yapıları nedeniyle sürekli birbirleriyle geçimsiz  olmalarıdır.Değişim bölgesindeki geçimsizlik bazı durumlarda hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmaya başlamasıyla sonuçlanabilir..Kontrolsüz bir şekilde çoğalmaya başlayan hücreler şekil ve davranış değiştirirler. Bu değişiklikler smear incelemesinde ve bölgeden alınan biyopsilerde saptanabilir niteliktedir.
CIN, pap smear raporlamasında kullanılan bir sistemdir ve bazı patoloji uzmanları CIN sınıflaması yerine Bethesda sınıflamasını da  kullanırlar.Bethesda sınıflamasına göre LGSIL olarak betimlenen lezyon CIN  1  lezyonuna, HGSIL olarak betimlenen lezyon ise CIN 2 ve CIN 3  lezyonuna karşılık gelmektedir.CIN hafif orta ve şiddetli olarak  ayrılır .CIN I hafif displazi, CIN II orta displazi ve CIN III ağır displazidir..

Sayfa: [1] 2